2 Mart 2014 Pazar

Geçer mi Ya Hu ?

Yaklaşık bir haftadır zombi gibi dolaşıyoruz. Bir gözümüz Twitter’da, Facebook’ta, bir gözümüz sözde yandaş olmayan gazetelerde (iktidar yanlısı olmayanlar da yandaş, tarafsızını görmedik!), bir gözümüz mahkum edildiğimiz malum kanallarda… Konu?  Dünyanın en zevksiz, dünyanın en adi konusu; siyaset! Konu, ülkemizin içinde bulunduğu rezil durum ve bu rezil durumdan prim yapacağını düşünen,  neredeyse zil takıp oynayacak sünepe muhalefet! Konu; varlığı yeni keşfedilmiş gibi yapılan, kiminin sempatik bulduğu, kiminin suya sabuna dokunmamak için hala görmezden gelmeye çalıştığı, kiminin “paralel” sıfatı vermek suretiyle bile aslında yan yana, kol kola yüründüğünü itiraf ettiği Cemaat! Konu, tümden aklını yitirmiş halk; helal olsun diyenler, sefam olsun diyenler, gözyaşlarıyla aşıkların yeniden kavuşmasına alkış tutanlar, küfür edenler, çocuk psikolojisiyle kafayı bozanlar, duyduğuna inanmayıp ille de görmek isteyenler…  Konu; her akşam bir yenisi piyasaya sürülen kayıtlar. Sözcük dağarcığımıza yeni eklenen uğursuz kelime; tape, tapeler…
Paramızdan üç sıfır atıldıktan sonra unuttuğumuz milyar, trilyon gibi bol sıfırlı rakamları telaffuz ediyor birileri, biz de simit, 100.000.-TL’lik ev, memur maaşı cinsinden karşılığını bulup tasavvur etmeye çalışıyoruz yeniden bu bol sıfırlı paraların ne anlama geldiğini. Başka türlüsünü almıyor havsalamız…

Biz başka bir memlekette yaşıyoruz çünkü… Su faturası biliyoruz “Allah kahretsin! Nasıl 30.-TL olur?!” Doğalgaz faturası biliyoruz; geçen ay 300.-TL geldiği için bu ay evin ısısını “ölmeyecek kadar” dereceye düşürmemize neden olan, bir çift çorap daha giydirip çocuklara telafi etmeye çalıştığımız… Ev kirası biliyoruz 500.- TL, zamanın nasıl jet hızıyla geçtiğini, ömrümüzün tükenip gittiğini kafamıza kafamıza vurup duran…

Birileri 13.000 km bölünmüş yol yaptığını söylüyor. Hiç görmediğimiz ve muhtemelen göremeyeceğimiz yollar. Her ay kaç iş günü var diye hesaplıyoruz biz, yol parası 160.-TL… Yol denince bunu anlarız. Seyahat gibi bir lüksümüz yok bizim! Yılda bir kez borç harç memlekete gideriz belki tatil niyetine!

Bizim derdimiz gücümüz bunlar…  Bu mini minnacık meblağlarla uğraşırken geçiyor hayat! Kendi küçük dünyamızda, bir türlü bir araya gelmeyen yakamızı çekiştirip duruyoruz. Üç-beş kuruşumuz olamadı hiç kenarda. “Sıfırlamak” tekrarlandıkça anlamını yitirmiş bir kelime gibi, rutinimiz bizim. Ona bile razıydık aslında ama eksilerde yaşıyoruz çok uzun zamandır. Her gün bir başka icatla çıkıyorlar karşımıza. Biri oturup 24 saat düşünüyor sanki. “Nasıl nasıl nasıl daha perişan edebiliriz bu insanları!? Hımmm… Gelir tespiti yapalım. İşsiz güçsüz adamdan da (zorla) genel sağlık sigortası primi alalım mesela! 350.- TL’den fazla geliri varsa, 50.-TL-250.-TL’sini alabiliriz! Tükenmez bir kaynak, sayıları her gün artıyor bu pis işsizlerin! ” Muhteşem bir buluş doğrusu! İşsiz adamın nasıl geliri olur? E babasının üç kuruş maaşı ne güne duruyor ayol, o ödeyecek işte!  Akıllara zarar! İnsanı gerçekten de zıvanadan çıkartabilecek düzenlemelerden yalnızca biri…

Bunlar yüzünden mi ahlaksızlığa, çalmaya çırpmaya meyilli, özenen insanlar olduk acaba? “Elime fırsat geçse ben de yapardım”cılık almış yürümüş gibi görünüyor. Yoksa iyi beslenemediğimiz için kafamız mı durdu? Bu korkunç yaşam mücadelesi yüzünden mi mukayyet olamadık acaba aklımıza? Kısır döngü! Ahlaksızlık yüzünden fakirleşen bir millet, fakirleştikçe ahlaksızlığı normal karşılıyor!

İyi kötü bir inancımız vardı bizim. Bir gün her şeyin hesabının sorulacağı düşüncesi rahatlatırdı bizi. Onu bile alıp yerden yere vurdular, bir oraya bir buraya çekiştirirken paramparça ettiler. Türban, dediler, şeriat, dediler de yolsuzluğun, rüşvetin lafını etmediler! Gizli anlaşmalarla, iktidar-muhalefet el ele geldik işte bugünlere…

Umut tümden yitmiş, gitmiş. Kendi kendimize yalanlar söyleyip avunmaya çalışıyoruz. Bu da geçer Ya Hu! Seçimlerden sonraaaa… Öğrenilmiş çaresizliğimizle efendi gibi gidip geliyoruz işimize, hiçbir iktidarın değiştirmeyeceğini bildiğimiz kaderimizle baş başa…


Nerde yanlış yaptık, nerde? Bu da geçer değil mi? Geçer mi Ya Hu?

4 yorum :

  1. Yanıtlar
    1. Sezen'in şarkısıydı o derdim ama onun adını anmak da "cıs" oldu artık :) yine de umarız geçer :)

      Sil