6 Şubat 2014 Perşembe

Yine mi geliyor bu 14 Şubat !


Sevgililer günü
 
Hiç anlayamadığım günlerden biridir; Sevgililer Günü…
Ööğk geldi sabahtan beri gelen maillerden:

-Senin sevgilin hangisi ? –İdefix (hiç biri diye biliyorum ben ama …?)

-Maris (kızım diyecek neredeyse pek samimiyiz!) onu daha çok mutlu et diye 150.-TL’ye varan hediye çeki! – Hepsiburada.com

-World ile Sevgililer Gününe özel 50.-TL Wordlpuan Bonkörlüğü !- Yapı Kredi (bak bu işime yarayabilir)

-O’nu mutlu etmek için çok para harcamanıza gerek yok! –Morhipo (cimrilere duyrulur)

Daha o kadar çok var ki yazamayacağım…
Kapitalizm dayatması filan geyiğine girmeyeceğim, korkmayın ama yine de zorlama, ittir kaktır bir gün olduğunu düşünüyorum, kusura bakmayın.


Her şeyden önce, iki insana özel bir gün değil. Geçen yıl, kolunda başka biriyle romantizm yapacağım diye yollara düşen sen, bu yıl yeni sevgilinle aynı telaşı yaşıyorsan bir terslik yok mu bu işte?  Demek ki bugünde sabit olan sensin, değişken olan bir de “sevgili” kavramı var. Yani aslında bu sana özel bir gün, buyur kendin kutla! Bir nevi şükran günü gibi düşünülebilir,  “yaşasın bir sevgilim var, çok şükür” diyorsun, yanındakinin kim olduğu önemli değil. Hayatında Ahmet de olsa kutluyorsun Mehmet de! Yalan mı? Düpedüz iki yüzlü bir gün bence. O yüzden, aman sevgilim bana çiçek almadı da, yemeğe götürmedi de  bilmem ne gibi triplere girmeyin lütfen. Bugünün sizinle bir ilgisi yok, sizin özel olmanızlaysa  hiç bir ilgisi yok! Sadece takvim 14 Şubat’ı gösteriyor o kadar. Bilmem anlatabiliyor muyum? A bu arada, Ahmet, Mehmet örneğini de laf olsun diye vermedim. Bunu yapan, yani bugünle fazlaca bozan genelde canım hemcinslerim benim ama tabii sorumlusu da beyler muhtemelen, yeterince ilgi göstermeyip bir güne muhtaç ediyorlar demek onları.

Tanıştığın günü kutla, canımı ye… O kutlanır bak, gerçekten de sadece iki kişeye özeldir. İyi ki hayatıma girdin, seni tanıdığım için mutluyum, anlamı taşır. Yemeğe mi gideceksin git, şöyle harala gürele olmayan bir günde, sakin, romantik bir akşam geçir. Hediye al, ver. Merak etme kıyıda köşede kalp şeklinde kırmızı bir yastık da bulursun mutlaka, ille de kırmızı kalple bozduysan kafayı. Ayıcık mayıcık da 365 gün satılıyor her yerde.

Hatta yıldönümü filan gibi bir bahaneye de gerek yok. İçinden geldiği zaman yap bunları, engel olan mı var sana? Sevgilinle geçirdiğin güzel bir hafta sonundan daha özel bir zaman olabilir mi?
Bir de “benim sevgilim yok, evliyim” esprileri döner ki her yıl bu zamanlarda… Onları zaten Allah’a havale ediyorum.

Gelelim sevgilisi olmayanlaraaaaa… Bir bunalımlar, bir depresyona girmeler filan…. İşte bunlar en dayaklık tipler bence. N’oluyor kuzum? Neyin derdindesin? Romantizm mi istiyorsun, yak iki kokulu mum, koy bir kadeh kırmızı şarap, biraz müzik… Ya da patlat mısırını, aç güzel bir film, seyret. Şu film olur bu film olmaz tantanası da yok, sen ne istersen o! Seni senden daha iyi şımartabilecek bir sevgili olabilir mi? Ya da oldu da sen mi bıraktın? Sana her gün sevgililer günü aslında da farkında değilsin!

İçim daraldı valla… Yoruldum. Ne isterseniz onu yapın en iyisi.

Ben her Cuma olduğu gibi 19’da Gilmore Girls, 20’de Yalan Dünya seyreder, yatarım arkadaş. Benden mutlusu da olmaz söyleyeyim. Her gün bayram, her gün sevgililer günü…

2 yorum :

  1. bırak sevgililer günü yılbaşı bile kutlamam geçen yıl tuvalette bu yılda battaniyeyi çekmiş uyuyarak girdim yeni yıla :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım, insan olgunlaştıkça kutlanacak pek de bir şey olmadığını daha iyi anlıyor :D Ama yılbaşı yine de güzel günler vaadedebileceğinden hareketle az biraz kutlanabilir bence ;)

      Sil